Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, bu yıl 15 Mart’a gelen “Dünya Uyku Günü” dolayısıyla çocuklarda uyku bozukluğu konusunu değerlendirdi.
Çocuk yaşı gereği ne kadar uyumalı?
Yeni doğanlarda ve bebeklerde günde 14 saat uyku ihtiyacı olduğunu ifade eden Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, çocuklarda üç yaşından itibaren ise 11-14 saat arası uyku ihtiyacının olduğunu, okul çağı çocuklarında 9-11 saat, ergenlik döneminde ise 8-10 saat uykunun tavsiye edildiğini anlattı.
Düzenli bir uyku için dengeli ve sağlıklı yeme düzeni olmalı
Uyku problemlerinin neden oluştuğu konusuna da değinen Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, şöyle devam etti:
“Genellikle çocuğun rutinsiz bir uyku durumunun olması, uyku düzenini olumsuz etkiliyor. Ebeveynler çocuk için düzenli bir uyku programı oluşturmalı. Bunun dışında çevresel faktörler etkilidir. Işığın çok olduğu ortam uykuya müsait değildir. Çocuk duygusal bir problemi olduğu zaman da uyku problemi yaşar. Fiziksel rahatsızlıklar ağrı, ateş gibi durumlarda da çocuk uyku haline geçemeyebilir. Aşırı bilgisayar, telefon kullanımı uykuyu olumsuz etkiliyor, yatmadan en az bir saat önce ekran bırakılmalıdır. Bir diğer etken de beslenme. Düzenli bir uyku için dengeli ve sağlıklı yeme düzeni olmalıdır. Çocuklar davranışları çok hızlı öğrenirler. Aile bir iki gün uyku düzenini aksatırsa çocuk bu aksamaya alışır. Bu durum uyku problemlerine neden olabilir.”
Uyku rutininin oturması açısından çocuk kendi odasında uyumalı
Çocuğun kendi odasında uyumasının uyku düzenine olumlu etkisi olduğunu da dile getiren Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, çocuğun kendi sorumluluğunun bilincine varması ve uyku rutininin oturması açısından kendi odasında uyumasının oldukça etkili olduğunu da söyledi.
Çocuklar kabus görür mü?
Çocukların da kabus gördüğünü ifade eden Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, “Yaşlarına ve duygusal durumlarına göre kabuslar görürler. Hayal dünyalarının bir sonucu olarak kabus görmeleri doğaldır. Çocuklarla kabusları konuşmak onları rahatlatır, travmatize etkisinin olmaması için anlatmaları, konuşmaları çok önemlidir.” dedi.
Kabusların uykuya direnç sağlayabileceğini de kaydeden Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, “O nedenle çocuklar kabuslarını anlatabilmelidir. İzledikleri, gördükleri içerikler çocukları etkiler bu sebeple ekranda izlediklerine dikkat etmeliyiz.” şeklinde konuştu.
Hafif müzik, loş bir ortam çocuğun uykuya dalmasını kolaylaştırabilir
Çocukların güvenli ve huzurlu bir ortamda uykuya daldıklarını belirten Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, “Hafif müzik, loş bir ortam çocuğun uykuya dalmasını kolaylaştırabilir.” dedi.
Fiziksel yorgunluk ve duygusal gerginlik uyurgezerliği ve uykuda konuşmayı tetikliyor
Çocuklarda uyurgezerliğin genellikle bilinçaltı hareketleriyle ilgili olduğunu da anlatan Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, “Genetik yatkınlık ve stres de bu durumu etkiliyor. Fiziksel yorgunluk ve duygusal gerginlik de uyurgezerliği, uykuda konuşmayı tetikliyor olabilir. Çözüm olarak çocuğun günlük hayatta stresle başa çıkmasını öğretmek, rahatlatacak uyku aktiviteleri sunmak çocuğun uyurgezerlik problemine çözüm olabilir. Ancak bu uyurgezerlik ve uykuda konuşma çok ciddi seviyede ise bir uyku uzmanı ya da nörolog kontrolü gereklidir.” diye konuştu.
Çocuk kendini rahatlatmak için diş gıcırdatıyor
Diş gıcırdatmanın da çocuklarda çok sık görüldüğüne vurgu yapan Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, “Genellikle aile fark ediyor. Çocuk kendini rahatlatmak için bu duruma başvurabiliyor. Bazen de diş gıcırdatma çene yapısının gelişimiyle ilgili olabiliyor. Bu nedenle diş doktorunun muayenesini tavsiye ediyoruz. Fiziksel bir belirtiyi eledikten sonra duygusal tarafa odaklanmak gerekiyor. Çocuğun gece yatmadan duygusunu dinlemek ona alan tanımak çocuğu rahatlatır bu durumun oluşmasına engel olabilir.” dedi.
Sağlıklı bir uyku için yatış ve kalkış saati düzenlenmeli
Sağlıklı bir uyku hali için ailelerin öncelikle düzenli bir uyku rutini oluşturması gerektiğine işaret eden Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, “Yatış ve kalkış saatini düzenlenmelidir. Rahatlatıcı uyku öncesi ritüeller hazırlanmalıdır. Uyku ortamının uykuya müsait olması gerekir. Odada uyarıcı sayısının azaltılması gerekir. Teknolojiyi en az bir saat önce kesmek, stresi azaltmak için sohbet etmek önerilebilir. Ailelerin sabırlı olmasıyla uyku düzeni oluşacaktır.” şeklinde sözlerini tamamladı.
|