MAGAZİN

MAG'IN BU AYKİ KONUĞU TOLGA GÜLEÇ

Öyle Bir Geçer Zaman ki” ve “ Poyraz Karayel” dizileri ve yer aldığı yapımlarla geniş bir hayran kitlesi edinen Tolga Güleç, MAG nisan sayısına kapak oldu

Öyle Bir Geçer Zaman ki” ve “ Poyraz Karayel” dizileri ile akıllara kazınan ve sonrasında yer aldığı yapımlarla geniş bir hayran kitlesi edinen Tolga Güleç, MAG Nisan sayısına konuk oldu.

Proje seçimlerindeki titizliğini anlatarak yeni projelerinin müjdesini veren başarılı oyuncu Tolga Güleç “Yeni projeler var tabii ki. En son yeni bir reklam filminde oynadım, çok keyifliydi. İki tane dijitale çektiğim ve girmesini beklediğimiz dizi var: “Yedinin Kraliçesi” ve “Dünyayı Değiştiren Ayten”. Onun dışında geçtiğimiz ay “Güneşi Beklerken Simitçi” ve “Filme Gel” isimli projelerim vizyona girdi, çok yakında dijital kanallarda da gösterilecek. Yine, bir dijital kanalda yayımlanmaya başlayan filmimiz “Beni Sev” var. Onun dışında da tiyatro oyunum “Sır” üçüncü sezonunda devam ediyor. Bu süreçte dizi ve sinema görüşmelerimiz devam ediyor. Dediğim gibi, bugüne kadar hep kaliteli işlerde yer aldım. Bundan sonrasında da aynı şekilde kaliteli olmasını istiyorum, çünkü iyi bir senaryo, iyi bir yönetmen ve iyi bir ekip başarı demektir. Ben de gelen projeleri buna göre değerlendiriyorum. Ekranlarda olmayı çok özledim; en kısa zamanda güzel, içime sinen, sağlam bir projeyle dönüş sağlayacağım” dedi.

O dönemde izleyenleri ekrana kilitleyen “Öyle Bir Geçer Zaman ki” dizisi hakkında da konuşan Tolga Güleç “İlk ciddi ve uzun soluklu, profesyonel deneyimimdi “Öyle Bir Geçer Zaman ki”. Sete, kameraya, açılara, kurguya, set hayatına dair hiçbir deneyimim olmadığı gibi, bir bilgi birikimim de yoktu ve özellikle ilk sezon çok zorlanmıştım. İstediğimi, içimde olan biteni kameraya yansıtamıyor gibi hissediyordum ve şu an bunu düşündükçe oldukça normalmiş gibi hissediyorum. Orası bir okul gibiydi. Başta ilk yönetmenim Zeynep Günay olmak üzere birçok isme büyük teşekkür borçluyuz bence, çünkü o okuldan mezun olmak kolay değildi. Basit bir iş yapmıyorduk. Hem senaryo açısından hem o dönemleri yaşamamış bireyler olarak bu bizi zorluyordu. Karakteri bulmam ve bir yerlere getirmem çok zamanımı almıştı. Zeynep hoca ve ekibe sabırları için sonsuz teşekkür ederim. Aynı zamanda seyircide karşılığını bulan bir iş olduğu ve akıllarda yer ettiği için de şanslı bir oyuncu olarak hissediyorum kendimi” açıklamasında bulundu.