ENGELSİZ KULAÇLAR’IN 6.’SI FETHİYE’DE GERÇEKLEŞTİ ENGELSİZ KULAÇLAR’IN 6.’SI FETHİYE’DE GERÇEKLEŞTİ

Kadınlara ve kız çocuklarına yönelik cinsel saldırı ve şiddet suçlarının kamuoyunda yarattığı infial kadına yönelik şiddette cezasızlığı gündeme getirdi. Yıllardır dile getirdiğimiz bu sorunu paylaşan pek çok kadın maruz kaldıkları şiddetin cezasızlıkla sonuçlandığını ifade ediyor ve kamuoyuna da yansıdığı üzere faillerin serbest bırakıldıklarını görüyoruz.

Cezasızlıkla ilgili mevcut sorunlara dair tespitlerimizi derleyerek sizlerle paylaşıyoruz. Bu tespitlerimiz ve önerilerimizi uzun süredir dile getirmemize ve alandaki uzmanlığımıza rağmen, devlet yetkilileri tarafından muhatap alınmıyoruz. Ceza sisteminde değişikliğin konuşulduğu şu günlerde tekrar belirtmek isteriz ki kadın örgütlerine danışmadan yapılacak değişiklik kamuoyunun gözünü boyama çabasından ileri gitmeyecektir.

Cezasızlık tartışmasının karşısına cezaların artırılmasını çözüm olarak koymak, daha önce de defalarca deneyimlediğimiz üzere, cezaların uygulanmamasını beraberinde getiriyor. Hukukun cinsiyet eşitliğini gözeten bir yaklaşımla uygulanmaması mevcut ceza sisteminin temel eksiğidir. Öte yandan, kadına yönelik şiddet, İstanbul Sözleşmesi’nde de vurgulandığı üzere, bütüncül bir ele alışı gerektirir. Şiddetle mücadeleyi yalnızca adli bir konuya indirgemek sorunu derinleştiren bir yaklaşımdır. Kadınlar faili şikayet etseler de etmeseler de şiddetten uzak bir yaşam sürmek için başka desteklere ihtiyaç duyuyorlar. Şiddetle mücadele yalnızca tedbir kararı vererek ve şikayet başvurusu alarak yapılamaz. Kadından yana ve kadına yönelik şiddet özelinde sosyal destek verilmesi; gerektiğinde hukuki ve psikolojik destek sağlanması gerekir. Bu hizmetleri ise Kadın Danışma Merkezleri’nde görev yapan uzman personel vermelidir. Türkiye’de kadınlar, kadın danışma merkezlerinin azlığı, kapasitelerinin darlığı ve Şiddeti Önleme ve İzleme Merkezleri’nin (ŞÖNİM) kadın danışma merkezi işlevini yürütememesi sebepleriyle ihtiyaç duydukları sosyal desteğe erişemiyorlar. ŞÖNİM’ler kadın danışma merkezleri olarak çalışmamanın yanı sıra temel görevleri arasında yer alan kurumlar arası koordinasyon ve izlemeyi yerine getirmiyor. Sistemin kötü kurgulanması ve kadınlar yerine aileyi önceleyen yaklaşımın sonucu olarak kadınlar kurumlarda yanlış ve eksik bilgilendirilmenin yanı sıra kötü muameleye dahi maruz kalabiliyorlar.

Süregiden tartışmaların toplumda mevcut olan adalet sistemine güvensizliği pekiştirdiğini görüyoruz. Şiddete karşı kadınlarla dayanışma kuran bir örgüt olarak, kadınların karşılaştığı cezasızlığın ve bu sebeple deneyimlediklerinin, şiddetten uzaklaşma mücadelelerinde onlara nasıl adaletsiz hissettirdiğine tanık oluyoruz. Bir diğer yandan adalete inançsızlığın yasal hakları kullanmaktan geri durmaya götürmesi cezasızlığı pekiştiriyor. Yasal haklarımızda ısrar etmek, hukukun cinsiyetçi uygulamasına müdahale etmek, bu süreçte yaşadığımız güçlüklere karşı kadın örgütlerinden destek almak adalet mücadelemizin önemli bir parçası. 

Editör: Erkan Şimşek