Güneş ışınları, yaşamın devamı için vazgeçilmezdir. Vücudumuzun D vitamini üretimi için gerekli olan güneş ışığı, kemik sağlığı başta olmak üzere birçok biyolojik sürecin düzgün işleyişinde rol oynar. Eczacı ve Homeopat Ezgi Nevçehan, güneş ışınlarının faydaları olduğu kadar zararlı etkileri de bulunduğunu belirterek, “Güneş ışığının ultraviyole (UV) ışınları, cildimize doğrudan temas ederek çeşitli sağlık sorunlarına neden olabilir. UV ışınları, üç ana türde sınıflandırılır: UVA, UVB ve UVC. UVC ışınları atmosfer tarafından tamamen emildiği için yeryüzüne ulaşmaz. Ancak UVA ve UVB ışınları, cildimize nüfuz ederek önemli hasarlara yol açabilir” dedi.
UVA ışınları, cildin derin katmanlarına ulaşarak foto yaşlanma denilen erken yaşlanma belirtilerine neden olur. Ezgi Nevçehan, “Bu ışınlar, kolajen ve elastin gibi cildin yapısını destekleyen proteinlere zarar vererek kırışıklıklar, cilt sarkmaları ve yaşlılık lekeleri gibi sorunların ortaya çıkmasına yol açar. Ayrıca, UVA ışınları serbest radikallerin oluşumunu tetikleyerek DNA hasarına ve dolayısıyla cilt kanserine zemin hazırlar. UVB ışınları ise cildin üst katmanlarına zarar vererek güneş yanıklarına ve ciltte kızarıklıklara neden olur. Uzun süreli ve yoğun UVB maruziyeti, cilt kanseri riskini artırır. UVB ışınları, DNA'da doğrudan hasara yol açarak hücresel mutasyonlara neden olabilir” şeklinde konuştu.
Güneş koruyucular, zararlı etkileri önlemek için geliştirilmiş ürünlerdir. Güneş koruyucuların içeriğinde bulunan aktif bileşenler, cildimizi UV ışınlarına karşı korur. Eczacı ve Homeopat Ezgi Nevçehan, “Güneş koruyucuların etkinliği, SPF değeri ile ölçülür. SPF, güneş koruyucunun UVB ışınlarına karşı sağladığı koruma düzeyini gösterir. Örneğin, SPF 30 olan bir güneş koruyucu, cildin güneş yanığına karşı korunma süresini, korumasız cilde göre 30 kat artırır. Ancak, yüksek SPF değerine sahip bir ürün kullanılsa bile, güneş koruyucunun doğru ve düzenli şekilde uygulanması önemlidir. Güneşe çıkmadan 15-30 dakika önce yeterli miktarda güneş koruyucu uygulanmalı ve her iki saatte bir, özellikle yüzme veya terleme sonrası yeniden uygulanmalıdır” dedi.
Güneş koruyucuların sağlık üzerindeki önemi, cilt kanseri riskini azaltmalarıyla da bağlantılıdır. Melanom ve melanom dışı cilt kanserleri, UV ışınlarına maruz kalma ile doğrudan ilişkilidir. Nevçehan, “Araştırmalar, düzenli güneş koruyucu kullanımıyla cilt kanseri riskinin önemli ölçüde azaltılabileceğini göstermektedir. Ayrıca, güneş koruyucular, cildin yaşlanma sürecini yavaşlatarak güneş lekeleri, kırışıklıklar ve elastikiyet kaybı gibi yaşlanma belirtilerini de azaltır.
Güneş koruyucu kullanımı sadece yaz aylarında veya güneşli günlerde değil, yıl boyunca önemlidir. UV ışınları bulutlu günlerde bile yeryüzüne ulaşabilir ve cilde zarar verebilir. Kışın karlı havalarda, karın yansıtıcı etkisi nedeniyle UV maruziyeti artabilir. Bu nedenle, güneş koruyucuların yıl boyunca düzenli olarak kullanılması cilt sağlığının korunması açısından kritik öneme sahiptir. Sonuç olarak, güneş koruyucu kullanımı, cilt sağlığını korumak ve cilt kanseri riskini azaltmak için vazgeçilmezdir. Hem fiziksel hem de kimyasal güneş koruyucular, UV ışınlarına karşı etkili koruma sağlar. Ancak, güneş koruyucuların doğru ve düzenli şekilde kullanılması, etkinliklerini en üst düzeye çıkarmak için gereklidir. Güneşin zararlı etkilerine karşı cildimizi korumak, sağlıklı bir yaşamın temel taşlarından biridir. Bu nedenle, güneş koruyucuları günlük cilt bakım rutinimize dahil etmek, uzun vadede sağlığımız için atılacak önemli bir adımdır” dedi.